datça mesudiye ot kavurması

“… Hangi ot bu denli alçakgönüllüdür? Hangi ot onun gibi evlere, sofralara bütün görmüş geçirmişliğini, ezilmişliğini, çelebiliğini, efendiliğini takınıp girer? …”

-ilhan berk

iki gündür hava burada, yani datça’da, yağmurlu ve inanılmaz güzel… dün bir ara hava yükseldiğinde çıktığımız yürüyüşte, minik bir badem bahçesini halı gibi kaplayan ebegümecilerle karşılaştım; bu yemyeşil halının alt kısmında da minik minik tazecik ısırganlar vardı. hemen biraz topladım tabii. eve dönüş yolunda bir bahçenin kenarında gördüğüm pancarların dört minik yaprağını da çeşit olsun diye aldım. bugün hepsi ile birlikte şahane bir kavurma yaptım. yarısını akşam yerim dedim ama o kadar güzeldi ki bütün tabağı bitirdim 😋🌿🌿🌿🌿

dün aslında başka bir ot macerası daha yaşadım; o hikayeyi burada değil radyo z’de anlatacağım 😉

tariften önce burada susup sözü ilhan berk’e bırakayım.

EBEGÜMECİ 

Bir sap ebegümeciyle döndüm.

Bitki sözlükleri ebegümecini nasıl anlatırlar acaba?

Biliyorum önemsiz bir bitkidir, onun için de pek durulmaz üstünde. Ama yine de Latince bir adı vardır; sonra da iki satırlık bir tanımı: 20-70 sm. boyunda, eflatun çiçekli, tüylü, yuvarlak yapraklı, uzun saplı bir bitki, diye …

Bütün sıradan otlar gibi de çoğunluğun bir otu olduğunu söylerler mi? Belki.

Hem ebegümecinin de bu umrunda değildir. Niçin olsun? Bencilliği aşmıştır o. Bir ermiş. Bir ermiş gibi alçakgönüllüdür. Her toprakta yetişir, gene bir ermiş gibi uzun ömürlüdür. Bütün önemsiz, sıradan otlar gibi de bilinmek, anılmak istemez sanki. Bir imece hayatı.

– Ey unutuş!

mu demiştir?

İşte bunun için sözlüklerin ne dediklerine bakmaz.

Şimdi önümde dururken de öyle değil mi? Sanki bir ebegümeci olarak bir ozanın önünde durmasını, onu eline almasını, ona bakmasını, bu şiire girmesini yadırgıyor. Hangi ot bu denli alçakgönüllüdür? Hangi ot onun gibi evlere, sofralara bütün görmüş geçirmişliğini, ezilmişliğini, çelebiliğini, efendiliğini takınıp girer? Daha dün koparmamış mıydım onu. Bu yazı için. Bir şiire girmek onu niçin bu denli ürkütüyor? Hem böyle bir ot şiire girmeyecektir de kim girecektir?

malzemelerim

– hepsi en fazla 300-350 gram olan ebegümeci, ısırgan otu ve dört küçük pancar yaprağı (ağırlıklı olarak ebegümeci)
– 1 orta boy soğan
– 1 yumurta
– 1,5 tatlı kaşığı domates ve acı biber salçası karışımı
– 1 tatlı kaşığı hayfene toprak baharat karışımı (alaca biber, sumak, sarımsak, zeytinyağı, kekik, nane, fesleğen, deniz tuzu)
– 2 yemek kaşığı zeytinyağı.

nasıl yaptım
– bütün otları kabaca doğradım.
– piyazlık doğranmış kuru soğanı bir yemek kaşığı zeytinyağında hafifçe soteledikten sonra otları da ekleyerek birlikte kavurmaya devam ettim. otlar rengini kaybetmeden ve tamamen canlılığını yitirmeden tavadan aldım.
– bir yemek kaşığı zeytinyağında doğranmış çirişleri kavurdum ve tavadan alarak bir kenara ayırdım.
– yumurtayı bir kaba kırdım, içine salçaları, baharatları, taze kekik yapraklarını ve tuzu ekleyerek karıştırdım.
– aynı tavaya geri kalan zeytinyağını ekleyerek yumurta karışımını çırpılmış yumurta şeklinde pişirdim.
– tüm malzemeyi karıştırarak, acur turşusu ve közlenmiş salamura kırmızı biberle birlikte yedim.

bazı notlar;

✔ otların karışımı ve miktarları tamamen size kalmış; ben toplayabildiğim kadarıyla yaptım 🌿🌿🌿

✔ bu yöntemle pek çok yeşilliğin kavurması yapılabiliyor tabii; ama yumurtalı kavurmalarda yapılması gereken en önemli şey sebze ve yumurtayı ayrı ayrı pişirmek. bu yöntemle hem sebzeler hem de yumurta kendi “karakterini” kaybetmiyor 😋

✔ hafif acılık kesinlikle yakışıyor 🌶️🌶️

✔ acur turşusu, közlenmiş salamura kırmızı biber ve küçük bir IPA bira ot kavurmama çok iyi eşlik ettiler doğrusu 🍺

Yorum Bırakın